Saturday, July 13, 2019

S-400'leri Ben Alsaydım

Kısa bir süre için paralel bir evrende bir ülke yönettiğimi düşünelim. Her egemen ulus gibi bizim de hava savunma sistemlerine ihtiyacımız olacak. Ülkemizin bir iç denizi var o yüzden deniz üstü savunma sistemlerine ihtiyacımız yok. Etrafımızdaki dağlar da kara operasyonunu neredeyse imkansız hale getiriyor. Kısacası ülke, dört tarafı dağlarla çevrili ve denizin dört tarafını çeviren şirin bir bir yer. Ben de kral olarak "alacam S-2000Xi'leri, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı" deseydim, aklıma gelen ilk konu bu sistemlerin içinde ne olduğu olurdu. Elbette broşürlerde bir şeyler yazıyorlar ama bu sistemlere ihtiyacım olduğunda çalışacaklarından nasıl emin olabilirim?

S-2000Xi görseli bulamadım, S-400'le idare edeceğiz

Hava savunma sistemi alacak olsam ilk gün yapacağım bazı şeyler olurdu. 

Hava savunma sistemlerini bekleyen tehlike
2007 yılının Eylül ayında, İsrail "Bostan Operasyonu" olarak adlandırılan saldırıda Suriye'nin kuzey doğusunda bir tesis bombaladı. 
Suriye'nin hava savunma sistemleri konusunda, onu bölgedeki diğer ülkelerden ayırın bir özelliği sahip olduğu hava savunma sistemleri. Önceki başkan Hafız Esat'ın hava kuvvetlerinde subay olmasından da kaynaklı olabileceğini düşünüyorum ama bu konuda elimde bir kanıt yok. Sonuçta Suriye 1967 yılından başlayarak hava savunma sistemlerine ciddi yatırım yapmış. Günümüzde 200'ün üzerinde bataryası olduğu düşünülen Suriye'nin en büyük tedarikçisi Rusya. 
2007 yılında düzenlenen saldırının parçalarına bakarsak;
  • Suriye'nin elinde o dönemin gelişmiş sistemlerinden olan S-200 bataryaları vardı.
  • İsrail saldırıyı 69. Filodan 4 adet F-15I (Ra'am - Yıldırım) ve 119. ve 253. filolardan 4 adet F-16I (Sufa - Fırtına) ile gerçekleştirdi. Fikir vermesi için F-15'in ilk uçuş tarihi 1972, F-16'nın ilk uçuş tarihi 1974. 
Görece yeni bir hava savunma sistemine karşı görece eski uçaklar. Peki İsrail bütün Suriye hava sahasını geçip saldırıyı nasıl gerçekleştirebildi? 
Tahmin edebileceğiniz gibi Suriye'nin hava savunma sistemlerini hackleyerek. Ra'am ve Sufa'lar Suriye üstünden uçarken hava savunma sistemleri bunları hiç görmedi. S-200'lerin ekranlarında sakin ve olaysız bir gökyüzünü bir kaç ticari uçuş dışında hiç bir şey yoktu. 2007 yılının Ağustos ayında (saldırıdan 1 ay önce) teslim edilen 96K6E Pantsyr'ler bile 30 yıldan eski bu uçakları göremedi. 

Bu olayın 2007 yılında yaşanmasının ardından hava savunma sistemleri gelişti. Ancak saldırganların da kendi silahlarını geliştirmediğini düşünmek, en hafif tabirle, saflık olur. 

Peki, benzer bir riskin var olup olmadığı ve bunun dışında S-400 konusunda nelere dikkat etmemiz gerektiğini nasıl bileceğiz? Bir kez daha bu tür sıkıntıların ilgili savunma sisteminin broşürlerinde yazacağını düşünecek kadar saf olmamakta fayda var. 

Nelere bakmak lazım?
Bu tür bir sistemi değerlendirirken iç ve dış riskleri ayrı olarak değerlendirmek lazım. Riskleri de kendi içlerinde ikiye ayırabiliriz; hatalar ve art niyetli olanlar. 

Sistemin kendisinden kaynaklı riskleri "iç riskler" olarak düşünebiliriz. Sistemin tasarımından, üretimine kadar geçen süreçte sisteme dahil olabilecek riskleri listelersek;
  • Tasarım hataları
  • Yazılım hataları
  • Sistemin tedarikçi zincirinden kaynaklı riskler
  • Üretim hataları
  • Sistemi üretenler tarafından bırakılmış olabilecek arka kapılar
  • Sistemin bağlı olduğu ağa yönelik yapması muhtemel keşif çalışmaları
Dış riskler ise sistemleri dışarıdan etkileyebileceklerdir;
  • Sistemin saldırılara karşı kendini koruma becerisi
  • Sistemin siber saldırılara karşı ne kadar açık olduğu
  • Sahte GPS sinyallerini tespit etme becerisi olup olmadığının tespiti (Bu saldırı vektörünün çok basit olması ve istismar edilmesi için çok az yatırım gerektirmesi beni biraz endişelendiriyor. Sadece hava savunma sistemleri için değil, Sahil Güvenlik botlarımızdan, Jandarma unsurlarına kadar ciddi şekilde ele alınması gereken bir tehdit olduğunu düşünüyorum. 
Özetle; kendi ülkeme S-400 alacak olsam bunları ülkeye girer girmez uzmanlara teslim ederdim. Arka kapı aramaktan siber saldırılara kadar sistemin kapsamlı bir güvenlik değerlendirmesinden geçirildiğinden emin olurdum. 

Tarih tekerrürden ibarettir derler, 2007 yılında Suriye'de yaşanan olaydan sonra yapılacak en önemli şey bu sistemlerin Rus, İsrail, A.B.D., Almanya, yunanistan, İran, ermenistan, Bulgaristan, aklınıza kim geliyorsa uçaklarını görebildiğinden ve görmeye devam edeceğinden emin olmaktır. 


No comments:

Post a Comment

MITRE ATT&CK Gerçek Hayatta Ne İşimize Yarar?

  Rusya kaynaklı siber saldırılar webinarı sırasında üzerinde durduğum önemli bir çalışma vardı. MITRE ATT&CK matrisini ele alıp hangi...